15 Nisan 2015 Çarşamba
22 Ekim 2014 Çarşamba
Öldürülen Dilek Anısına Trans Giysi Bankası
Trans kadınlar için giysi bankası oluşturuluyor. Öncelikle cezaevindeki trans kadınların ihtiyaçlarını karşılamayı planlayan banka, öldürülen trans kadın Dilek İnce’nin adını taşıyor. Banka katkılara açık.
Pembe Hayat özellikle cezaevindeki trans kadınların ihtiyaçlarını karşılamak üzere giysi bankası oluşturuyor. Giysi bankası, 2008 yılında Ankara’da Etlik bölgesinde transfobik nefret cinayeti sonucu yaşamını yitiren Dilek İnce’nin adını taşıyacak.
Giysi bankası özellikle cezaevindeki trans kadınlar için oluşturulsa da; ihtiyacı olan ve zor durumdaki herkes faydalanabilecek. Bankada, abiyelerden iç çamaşırlarına, günlük giysilerden ayakkabılara kadar geniş bir yelpazeden kıyafetlerin bulunması planlanıyor.
Giysi bankasına katkı sunmak isteyenler; salı, çarşamba ve perşembe günleri 10.00 ile 18.00 saatleri arasında Pembe Hayat Derneği’ne kıyafet bağışında bulunabilir ya da eşyaların düzenlenmesine yardım edebilir.
“Kendi numarasına göre kıyafet bulamayan, alacak gücü olmayan, kıyafetini uyduramayan, parası olsa dahi mağazalardan alışveriş yapamayan trans arkadaşlarımız için oluşturduk. Birçok trans kadın için alışveriş yapmak bile büyük bir mesele olabiliyor. Bankamız herkese açık. Öncelikle cezaevindeki tutsaklarla dayanışmak için kullanacağız. Tutsak arkadaşlarımızın ihtiyaçları doğrultusunda kıyafet de temin edeceğiz. İsteyenler çalışmamıza katılabilir ya da bağış yapabilir.”
Kılıçkaya bankanın Dilek İnce anısına olmasının kendileri için çok önemli olduğunu belirterek, “Dilek, Eryaman sürecinde ciddi mücadeleler veren arkadaşlarımızdan bir tanesiydi. Biz de bir hayır işi gibi düşündüğümüz bu işle onun anısını yaşatmak, emeklerine vefamızı göstermek istedik” dedi.
Dilek İnce, “Eryaman Olayları” olarak bilinen, Eryaman ilçesinde travesti ve transseksüellere yönelik saldırılarla ilgili davanın şikayetçilerinden ve tanıklarındandı. İnce, Eryaman Davasında tanık olarak ifade vermişti.
Dilek İnce’nin “heteroseksist nefretin kurbanı” olduğunu belirten LGBT örgütler, 12 Kasım 2008’de, “Öfke içindeyiz çünkü sırada hangi gey veya transseksüel arkadaşımız var bilemiyoruz” açıklaması yapmışlardı.
Ankara, İzmir ve İstanbul’da Dilek İnce’nin öldürülmesini protesto eden örgütler, “Transseksüel Dilek İnce’yi başkentte pompalı tüfek ile vurarak kimler öldürdü ve katilleri bulunacak mı?” diye sormuşlardı.
Pembe Hayat özellikle cezaevindeki trans kadınların ihtiyaçlarını karşılamak üzere giysi bankası oluşturuyor. Giysi bankası, 2008 yılında Ankara’da Etlik bölgesinde transfobik nefret cinayeti sonucu yaşamını yitiren Dilek İnce’nin adını taşıyacak.
Giysi bankası özellikle cezaevindeki trans kadınlar için oluşturulsa da; ihtiyacı olan ve zor durumdaki herkes faydalanabilecek. Bankada, abiyelerden iç çamaşırlarına, günlük giysilerden ayakkabılara kadar geniş bir yelpazeden kıyafetlerin bulunması planlanıyor.
Giysi bankasına katkı sunmak isteyenler; salı, çarşamba ve perşembe günleri 10.00 ile 18.00 saatleri arasında Pembe Hayat Derneği’ne kıyafet bağışında bulunabilir ya da eşyaların düzenlenmesine yardım edebilir.
“İhtiyacı olan herkese açığız”
Pembe Hayat LGBTİ Derneği’nden Buse Kılıçkaya bankayı oluşturma nedenlerini anlattı:“Kendi numarasına göre kıyafet bulamayan, alacak gücü olmayan, kıyafetini uyduramayan, parası olsa dahi mağazalardan alışveriş yapamayan trans arkadaşlarımız için oluşturduk. Birçok trans kadın için alışveriş yapmak bile büyük bir mesele olabiliyor. Bankamız herkese açık. Öncelikle cezaevindeki tutsaklarla dayanışmak için kullanacağız. Tutsak arkadaşlarımızın ihtiyaçları doğrultusunda kıyafet de temin edeceğiz. İsteyenler çalışmamıza katılabilir ya da bağış yapabilir.”
Kılıçkaya bankanın Dilek İnce anısına olmasının kendileri için çok önemli olduğunu belirterek, “Dilek, Eryaman sürecinde ciddi mücadeleler veren arkadaşlarımızdan bir tanesiydi. Biz de bir hayır işi gibi düşündüğümüz bu işle onun anısını yaşatmak, emeklerine vefamızı göstermek istedik” dedi.
Dilek İnce kimdir?
Dilek İnce, 10 Kasım 2008’de, Ankara’da, Etlik bölgesinde, otomobili içinde pompalı tüfekle saldırıya uğramış ertesi gün de hayatını kaybetmişti.Dilek İnce, “Eryaman Olayları” olarak bilinen, Eryaman ilçesinde travesti ve transseksüellere yönelik saldırılarla ilgili davanın şikayetçilerinden ve tanıklarındandı. İnce, Eryaman Davasında tanık olarak ifade vermişti.
Dilek İnce’nin “heteroseksist nefretin kurbanı” olduğunu belirten LGBT örgütler, 12 Kasım 2008’de, “Öfke içindeyiz çünkü sırada hangi gey veya transseksüel arkadaşımız var bilemiyoruz” açıklaması yapmışlardı.
Ankara, İzmir ve İstanbul’da Dilek İnce’nin öldürülmesini protesto eden örgütler, “Transseksüel Dilek İnce’yi başkentte pompalı tüfek ile vurarak kimler öldürdü ve katilleri bulunacak mı?” diye sormuşlardı.
28 Mayıs 2009 Perşembe
jartiyerli travesti
travestiler travesti siteleri http://www.travestibirey.com
Mahsun Kırmızıgül'ün 'Güneşi Gördüm' filminin yurtdışı afişinde ön plana çıkardığı travesti Kado'yu canlandıran Cemal Toktaş, 'Orada Neler Oluyor'da rolüyle ilgili ilginç bir itirafta bulundu.
Cemal Toktaş "Bir daha kimse bana o rolü yaptıramaz. O hale girmem. Şu an öyle bir teklif gelse düşünmeden 'hayır' derim. Kendimi bir daha öyle görmek istemiyorum. Yaşadıklarım kolay değildi. Psikolojim alt üst oldu. En çok kaşlarım alınırken canım yandı. Acıdan geberdim. Saçlarım 3 kez traş edildi. Vücudumdaki tüyler alındı. Günlerce travestileri dinledim. Öyle yürüdüm, aynalara bakıp çalıştım" dedi. Cemal Toktaş filmin yurtdışı afişindeki halini gördüğünde bacaklarına şaşırdığını söyledi ve "Bacaklarımı fotoşopla uzatmışlar. Çok güzel olmuş" dedi.
olamma demesmi jartiyer giyerken mutluydun ne oldu canım o kalas vucuduna yakışmadımı kadınlık hayatında yaptıgın ve yapacagın reklam bukadar oda travestiri roliicindi birdaha yok artık yapaman bukadar reklam zaten sanada travestilik yakışmadı yapmacık olmuşun gercekci degil anladdın senonu bende seni birdaha travesti olmam dedigin icin kınıyorummm
Mahsun Kırmızıgül'ün 'Güneşi Gördüm' filminin yurtdışı afişinde ön plana çıkardığı travesti Kado'yu canlandıran Cemal Toktaş, 'Orada Neler Oluyor'da rolüyle ilgili ilginç bir itirafta bulundu.
Cemal Toktaş "Bir daha kimse bana o rolü yaptıramaz. O hale girmem. Şu an öyle bir teklif gelse düşünmeden 'hayır' derim. Kendimi bir daha öyle görmek istemiyorum. Yaşadıklarım kolay değildi. Psikolojim alt üst oldu. En çok kaşlarım alınırken canım yandı. Acıdan geberdim. Saçlarım 3 kez traş edildi. Vücudumdaki tüyler alındı. Günlerce travestileri dinledim. Öyle yürüdüm, aynalara bakıp çalıştım" dedi. Cemal Toktaş filmin yurtdışı afişindeki halini gördüğünde bacaklarına şaşırdığını söyledi ve "Bacaklarımı fotoşopla uzatmışlar. Çok güzel olmuş" dedi.
olamma demesmi jartiyer giyerken mutluydun ne oldu canım o kalas vucuduna yakışmadımı kadınlık hayatında yaptıgın ve yapacagın reklam bukadar oda travestiri roliicindi birdaha yok artık yapaman bukadar reklam zaten sanada travestilik yakışmadı yapmacık olmuşun gercekci degil anladdın senonu bende seni birdaha travesti olmam dedigin icin kınıyorummm
11 Nisan 2009 Cumartesi
dünya travestileri
Dünya genelinde konuşanlarının sayısı bakımından Türkçe 5. sıradadır. Yapı bakımından dünya dilleri arasında sondan eklemeli denilen "agglutinant" diller arasında yer alır. Ural-Altay dillerinin en önde gelen örneğidir. Kendine özgü eylem düzeni ve biçim yapısı Hint-Avrupa Dillerinden büyük ölçüde ayrılır. Bilinmeyen zamanlardan günümüze dek temel yapısını koruyarak gelmiştir. Sözgelimi Fransızca veya İngilizce'nin uğradığı özgün yapıyı bozan ağır dış etkiler Türkçe'yi sarsmamıştır. Buna karşılık söz dağarcığı yüzyıllar boyunca karşılaştığı çeşitli dillerden aldığı yabancı sözcüklerle dolmuştur. Kimilerince zenginlik kimilerince de yetersizlik olarak yorumlanan bu durum, aslında hemen hemen bütün dillerin karşılaştığı doğal bir gelişimdir. Sorun, sözcüklerin değil,travesti dil bilgisi öğelerinin alıntılanmasıdır. Ancak bu alıntılar Türkçe'nin yapısını zedeleyememiş ve kendi doğal kaynaklarına dönerek gerek duyduğu sözcükleri kendi yapısının imkanlarıyla üretmiştir. Türkçe'de bütün biçim değişiklikleri hiç değişmeden kalan kök üzerine kurulur. Yapım ve çekim ekleri ile durum ve kişi ekleri belli kurallar içinde bu temeli izler. Yüzlerce yapım eki tek bir kökten onlarca yeni sözcük yapmayı sağlar.
10 Nisan 2009 Cuma
güneşin travestisi güneşi gördüm
Bu duruşunuzla "Benim için ötekileştirilen her neyse bunun hiç önemi yok,'' diyorsunuz...
- Ben bu doğrultuda ötekileştirilmiş travesti bir adamım. Yargıyı kesiyorum. İnsansa değerlidir benim için. Fikirlerimiz uyuşmuyor diye ona "Git, bizden değilsin," diyemem. Bu karakteri çalışıp, çıkarmam bu yönümü destekledi. Ben bu 'öteki' durumunu kimliksizlik olarak algılıyorum. Hatta bu kimliksizliği dile getirmek adına, o karakteri finalde iğrenç göstermek için kimseye çaktırmadan üç ay kilo aldım, yağlandım. Herkese göre bir gay, ince belli, kadınsı olmalı. Ama bence o kimliksizleştirmeyi yansıtıyordu. Bu filmin de anlattığı durum bu, birileri biraz daha fazla yesinler diye buradaki insanlar sorunlar yaşıyor. Bugüne kadar böyleydi ama bizden sonra böyle olmasın, ''Nerelisin?'' diye sormayalım birbirimize.- Travesti arkadaşlarınız filmi izlediler mi, yorumları ne oldu?
- Toplanıp, ekipçe gitmişler. Bazıları benim gerçekten gay olup olmadığımı merak etmiş. "Bizim yaşadıklarımızı o kadar güzel dile getirmişsin ki seni ayakta alkışlıyoruz," dediler, rahatladım.- Kadına benzemek için neler yaptınız? ankara travestileri komple filmi izlemiş
- Üç kez saçlarımı kazıttım, kaşlarım üç kere alındı, vücudumu da üç kez aldırdım. Travestiliğe geçişteki makyaj iki saat sürdü. Kadınların ne çektiğini anlıyorum artık travesti olarak dolaştım aylarca.....
- Ben bu doğrultuda ötekileştirilmiş travesti bir adamım. Yargıyı kesiyorum. İnsansa değerlidir benim için. Fikirlerimiz uyuşmuyor diye ona "Git, bizden değilsin," diyemem. Bu karakteri çalışıp, çıkarmam bu yönümü destekledi. Ben bu 'öteki' durumunu kimliksizlik olarak algılıyorum. Hatta bu kimliksizliği dile getirmek adına, o karakteri finalde iğrenç göstermek için kimseye çaktırmadan üç ay kilo aldım, yağlandım. Herkese göre bir gay, ince belli, kadınsı olmalı. Ama bence o kimliksizleştirmeyi yansıtıyordu. Bu filmin de anlattığı durum bu, birileri biraz daha fazla yesinler diye buradaki insanlar sorunlar yaşıyor. Bugüne kadar böyleydi ama bizden sonra böyle olmasın, ''Nerelisin?'' diye sormayalım birbirimize.- Travesti arkadaşlarınız filmi izlediler mi, yorumları ne oldu?
- Toplanıp, ekipçe gitmişler. Bazıları benim gerçekten gay olup olmadığımı merak etmiş. "Bizim yaşadıklarımızı o kadar güzel dile getirmişsin ki seni ayakta alkışlıyoruz," dediler, rahatladım.- Kadına benzemek için neler yaptınız? ankara travestileri komple filmi izlemiş
- Üç kez saçlarımı kazıttım, kaşlarım üç kere alındı, vücudumu da üç kez aldırdım. Travestiliğe geçişteki makyaj iki saat sürdü. Kadınların ne çektiğini anlıyorum artık travesti olarak dolaştım aylarca.....
27 Mart 2009 Cuma
travesti barlar
travesti barlar oldukca ankarada cogalmaya başladı ankara köroglu caddesinde kedibarın yerine acılan travesti snopbar oldukca hoş ve fiyatlar oldukca uygun bence ankara da birnumara olacak tekbar oldukca bakımlı pırıl pırıl tertemiz hijyen biryer ilk defa bukadar temiz bir bar oldu ankarada kılap mizigin tek adresi burası sanırım şimdilik öyle gözüküyor bende başarılar diliyorum hayırlı işler
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)